SAHİH-İ MÜSLİM

Bablar Konular Numaralar  

ZEKAT BAHSİ

<< 989 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

29- (989) حدثنا أبو كامل فضيل بن حسين الجحدري. حدثنا عبدالواحد بن زياد. حدثنا محمد بن أبي إسماعيل. حدثنا عبدالرحمن بن هلال العبس عن جرير بن عبدالله  ؛ قال:

 جاء ناس من الأعراب إلى رسول الله صلى الله عليه وسلم. فقالوا: إن ناسا من المصدقين يأتوننا فيظلموننا. قال فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم: "أرضوا مصدقيكم". قال جرير: ما صدر عنى مصدق، منذ سمعت هذا من رسول الله صلى الله عليه وسلم  إلا وهو عني راض.

 

[ش (المصدقين) بتخفيف الصاد. وهم السعاة العاملون على الصدقات. (ارضوا مصدقيكم) معناه ببذل الواجب وملا طفتهم وترك مشاقهم ].

 

{29}

Bize Ebû Kâmil Fudayl b. Hüseyin El-Cahderî rivayet etti. (Dediki): Bize Abdülvâhid b. Ziyâd rivayet etti. (Dediki): Bize Muhammed b. Ebî İsmail rivayet etti. (Dediki): Bize Abdurrahmân b. Hilâl El-Absi, Cerir b. Abdillâh'dan naklen rivayet etti. Cerîr şöyle demiş:

 

Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e Bedevilerden bir takım insanlar gelerek:

 

  «Zekât me'mûrlarından bâzı kimseler bize gelip zulmediyorlar.» dediler. Bunun üzerine Resulullah (Sallâllahu Aleyhi ve Sellem)*

 

  «Siz, zekât me'mûrlarınızı hoşnut edin.» buyurdular.

 

Cerîr Demişki: Ben, bu hadîsi Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den işideli benden hiç bir zekât me'mûru hoşnûd olmaksızın ayrılmamıştır.»

 

 

(989) وحدثنا أبو بكر بن أبي شيبة. حدثنا عبدالرحيم بن سليمان. ح وحدثنا محمد بن بشار. حدثنا يحيى بن سعيد. ح وحدثنا إسحاق. أخبرنا أبو أسامة. كلهم عن محمد بن أبي إسماعيل، بهذا الإسناد، نحوه].

 

{…}

Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe rivayet etti. (Dediki): Bize Abdurrahîm b. Süleyman rivayet etti. H.

Bize Muhammed b. Beşşâr da rivayet etti. (Dediki): Bize Yahya b. Saîd rivayet etti. H.

Bize İshâk dahî rivayet etti. (Dediki): Bize Ebû Üsâme haber verdi. Bu râvîlerin hepsi Muhammed b. Ebî İsmail'den bu isnâdla bu hadîsin benzerini rivayet etmişlerdir.

 

 

İzah:

Suat: Sâi'nin cem'idir; «Zekât me'mûru» mânasına gelir.

 

Musaddik dahî: Zekât me'mûru, demektir.

 

Zekât me'mûrunu hoşnûd etmek, farz olan zekâtı ona vermek ve ona hüsn-ü muamelede bulunmakla olur.

 

Nevevi diyor ki: «Bu, zevat me'mûrunun fâsiklık yapmadığına göredir. Fâsiklık yaparsa me'mûr azlolunur, zekâtı ona vermek îcâb etmez. Hattâ verilse, zekât yerine geçmez. Zülüm ma'siyetsiz de olabilir. Çünkü haddi tecâvüzden ibarettir. Bunda mekruhlar da dâhildir.

 

Bu sayfanın devamı niteliğindeki sayfa için buraya tıklayın

 

ZEKAT MEMURUNA DAİR BİLGİ İÇİN BURAYA TIKLAYIN !